ISPARTA SENİRKENT İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ SAYIN HÜSEYİN TURAÇ´IN 18 MART ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ ve ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ MESAJI

İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ SAYIN HÜSEYİN TURAÇ´IN 18 MART ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ ve ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ MESAJI

Bugün Çanakkale Zaferimizin 103. yıldönümünü, millet olarak büyük bir gurur ve heyecanla idrak ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, dönemin kendini beğenmiş ve kendini büyük zanneden devletleri tarafından “hasta adam” yaftası vurulan, Osmanlı Devleti’nin bu topraklardaki asırlar süren varlığına son verme hayaline kapılan şairin “medeniyet denen tek dişi kalmış canavar” olarak nitelediği haçlı zihniyetine karşı Türk Milleti’nin yazdığı en büyük kahramanlık destanlarından biridir.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen, insanlarımızın şahadeti ve gaziliği pahasına kazanılan bu zafer, imanın küfre karşı kazandığı bir zaferdir. 1400 yıl önce Bedir’de tecelli eden ilahi yardımın yeniden zuhur etmesidir. Yok, edilmek istenen bir milletin en zor şartlarda yazdığı bir tarihtir Çanakkale. Kurtuluş Savaşı’nın ve onun sonunda kurulacak Türkiye Cumhuriyeti´nin habercisi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri anlamda doğum günüdür Çanakkale.

Çanakkale’de yediden yetmişse, kadınından erkeğine sergilenen birlik - beraberlik ve dayanışma, milletimize hem zaferi getirmiş, hem de Kurtuluş Savaşımız için gerekli olan cesareti, öz güveni ve mücadele ruhunu vermiştir.

Hepsinden önemlisi Çanakkale Zaferi, vatanı, dini, istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda Türk Milleti’nin neleri göze alabileceğini, neleri başarabileceğini tüm dünyaya göstermiştir. Çelik zırhlı duvarları iman dolu göğsü ile çiğneyip geçeceğini ispat etmiştir.

Bu yönüyle Çanakkale, dün Kurtuluş Savaşında olduğu gibi bugün de, 15 Temmuzda, Fırat Kalkanı sırasında, Afrin’de milletimiz ve ülkemiz  için ilham kaynağı; bizi yok sayarak hesap yapan,  geleceğimiz üzerine plan kuran gafiller  için ise hiçbir zaman unutmayacakları  bir Osmanlı Tokatı olmuştur.

15  Temmuz, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı hareketi  vatanımıza, bayrağımıza, istiklalimize ve istikbalimize yan bakan   yedi düvele karşı bu milletin içindeki  mücadeleci ruhun ne kadar taze, ne kadar diri olduğunun açık, somut göstergeleridir

Tıpkı bundan 103  yıl önce Çanakkale’de olduğu gibi, 15 Temmuz gecesi bizi yok edeceğini sanan zavallılar, milletimizin azim, inanç ve kararlılığı karşısında çaresiz kalmıştır. “Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” mısrası yeniden yazılmıştır.

Bize bu gururu yaşatan ve bu ilhamı veren, ölürsem şehit, kalırsam gazi diyerek ülkesine, devletine milletine hayat veren yiğitlerimizin cesaretidir. Bu yiğitlerimize, aziz şehitlerimize ne kadar şükran duysak, ne kadar rahmetle ansak, aziz hatıralarının önünde ne kadar saygıyla eğilsek azdır. Onun içindir ki İstiklal şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy eşsiz şiirinde                                                   Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! 

                        Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

                        Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd´i...

                        Bedr´in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

                        Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

                        "Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.

 

                      "Bu, taşındır" diyerek Kâ´be´yi diksem başına;

                        Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,

                        Yedi kandilli Süreyyâ´yı uzatsam oradan;

                        Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,

                        Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

                        Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;

                        Gündüzün fecr ile âvîzeni lebriz etsem;

                        Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

                        Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.     Diye seslenmiştir.

 

Malazgirt savaşı ile kapılarını açtığımız bu coğrafyada 1071 yılından bugüne olduğu gibi bugünden sonsuza kadar da vatan için, millet için bayrak inmesin, ezan dinmesin diye “Canı cananı bütün varımı alsında Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda” diyen, canından vazgeçip, ölüp eşiğini şehadet şerbetiyle aşarak ölümsüzleşenler her daim var olacaktır. Destanlaşan bu yiğitler sayesinde bu devlet, bu millet hep var olacaktır.

Bu var oluş mücadelesinde dün Malazgirtte, Çanakkalede, Sakaryada ve Başkomutanlık Meydan Muharebesinde olduğu gibi bugünde Afrinde destan yazan yiğitlerimiz için Bedir’den bugüne ebediyete intikal eden şehitlerimiz hürmetine Rabbime yalvarıyorum ve diyorum ki:

Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi

Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın

Gâlib et; çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.

 

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize vatan olarak emanet eden tüm şehitlerimizi, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere ebediyete intikal eden tüm kahraman gazilerimizi rahmetle, şükranla; aramızda olan gazilerimizi ise saygıyla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”

 

18-03-201818-03-2018

Hükümet Konağı Kat3 Senirkent ISPARTA - 0246 511 48 25

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.